Dönüşüm – Franz Kafka

ESRA DOLUNAY

Eserin Diğer İsimleri: Değişim , Metamorfoz

Orijinal Adı: Die Verwandlung (Almanca)

Çeviren: Gülperi Sert

Tür : Uzun öykü (Novella)

Yazım yılı: 1912

İlk yayımlanma yılı: 1915

Sayfa sayısı: 67

Bir sabah kendinizi, yatağınızda kocaman bir böceğe dönüşmüş olarak bulsaydınız, ne yapardınız?

“Gregor Samsa bir sabah huzursuz düşlerinden uyandığında kendini yatağında kocaman bir böceğe dönüşmüş buldu.”

     İlk cümleden itibaren, okuyanları dünyasına çeken bu eser, Kafka’nın en popüler eseri olarak sayılıyor. Öyküde, başkarakter Gregor Samsa bir sabah böyle uyanıyor. Ortalama 50 sayfayı bir solukta okuduktan sonra, edebiyata, insanlığa, topluma bakışınız değişiyor. Varoluş kaygısını, insan ve toplum eleştirisini, aynı zamanda yeni bir edebi bakışı, 50 sayfalık çarpıcı bir öyküye sığdırmış yazar. Eleştirmenlerin bu eser hakkında 130 farklı açıklaması var. Herkesin okuması gereken eserlerden biri. Metafor, sadece şiirde kullanılmaz elbet. Bu eserde de böcek metaforu ile, alegorik anlatımla yoğrulmuş, toplumsal bir eleştiri görüyoruz. Kitabın kahramanları ise; Gregor Samsa, annesi, babası, kızkardeşi, patronu, üç kiracı, evdeki hizmetçi ve hizmetçiden sonra gelen temizlikçi kadın.

     Gregor’un uykusundan bir böcek olarak uyanmasıyla beraber, onun gözüyle çevreyi ve insanları görüyorsunuz. Aslında, Gregor’un dönüşümüyle beraber en yakını sayılan ailesinin hatta daha sonra kendi dünyasının da dönüşümüne şahitlik ediyorsunuz. Aileden ve toplumdan dışlanış, yabancılaşma hatta kendine olan yabancılaşmasını izliyorsunuz. En yakın arkadaşı olan kızkardeşinin, dönüşümün ardından yavaş yavaş nasıl kendinden uzaklaştığını, sevgiyi ve nefreti kısaca sayfalar döndükçe dönüşümü  yaşıyorsunuz. Anne merhametinin bile dönüşüme direnemediğini, herkesin iğrendiği bir canlıya dönüştükten sonra kendini de artık unutmaya başlayan bir kahramanın yaşantısına şahitlik ediyorsunuz. Tüm kitap boyunca her şey bir kabus ya da rüya gibi geliyor. Kahramanın aynı yatakta normal şekilde uyanmasını bekliyorsunuz. Sonuç mu? Bunu kitabı okumak isteyenlere bırakmak gerek.

Kafka, kitabı için yayımcıya “Lütfen kapağına hamamböceği gibi bir şey çizmeyin” demiştir. Aslında “böcek” olarak çevrilen kelimede, Kafka’nın tanımlayamadığı bir şeye dönüşmüştür kahraman. Bunu da belki en iyi, “böcek” kelimesi ile ifade etti. Bu öyküyü okuyunca kişisel düşüncem şu oldu; sembolizm ve soyut düşünceyle örülmüş bir öykü yazmak mümkün. Hatta sanılanın aksine bu tip bir öykünün çok okunması da mümkün. Tabi ki bunu Franz Kafka yaparsa. Ayrıca, ister kendi hayatını, toplumu ve ya tüm varoluşu, her neyi eleştiriyorsa eleştirsin, her okurun zaman zaman toplumda bu hisse kapıldığını hatırlayabileceği bir eser.

    Şimdi, eserden bir kaç alıntı ile tanıtımı sonlandıralım. Kitabı okumayı düşünenlere iyi okumalar dilerim.

Alıntılar :

Herkes beraberinde taşıdığı bir parmaklığın ardında yaşıyor.”

“İnsanı büyüklüğe götürecek yol, ancak onun küçüklüğünden geçer.”

“İçtenlikten uzak, asla sürekliliği olmayan insan ilişkileri. Hepsi yerin dibine batsın!”

“Müzikten böylesine etkilendiğine göre, bir hayvan olabilir miydi?”

“Bir noktadan sonra geri dönüş yok! İşte tam o noktadayız.”

“Son zamanlarda başkalarını bu denli az düşünmesine hemen hiç şaşmıyordu; eskiden düşünceli oluşuyla gururlanırdı.”

————————-

You may also like...

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *