HAYVAN ÇİFTLİĞİ ÖZETİ VE YORUMU -2
Nepoleon bir gün, “İhtiyaçlarımızın giderilmesi için istenmeyen(prensip olarak yasak olan) ticareti, fedakarlık yaparak kendi omuzlarına aldığını” ilan etti. Fakat bu durum prensiplere aykırı olduğundan çiftlikte yaşayan hayvanların içine pek de sinmedi. Mesleği avukatlık olan Whimper ticaret yaparken dış dünya ile irtibatta yardımcı olacak, komisyon alacaktı. Hayvanların gazını almak için ise Squealer(domuz), sıvacı ve boyacı olarak devreye girdi. Konuyu onlara yedire yedire anlatarak meseleyi kavramalarını sağladı.
**Hemen her diktanın prensip ve kurallara uymayan veya hatta bi dediği bideğine tutmyan uygulamalarını akla yakın mazeretlerle izah eden sıvacı ve boyacılık görevini üstlenen konuşmada hünerli hatipleri vardır, propaganda şefleri mevcuttur. Itiraz veya isyanlar bu metodla yatıştırılır. Bu tür bir cerbezeyle de yığınlar maalesef aldatılır ve kandırılır. *
Diğer taraftan çiftlik sakinleri, yel değirmeninin yapımında çok büyük zorluklarla karşılaşsalar da Boxer gibi hayvanlar “Napoleon daima haklıdır” diyerek motive olurlardı. Bir pazar sabahı emir almak için hayvanlar toplandıklarında diğer çiftliklerle alışverişe girileceğinden bahsetti Napoleon. Diğer 4 genç domuz bu emire itiraz edecek oldular ancak köpeklerin hırlaması onları susturmuştu. Bir de bunun üzerine koyunlar “dört ayak iyidir, iki ayak kötüdür” nakaratını tutturunca konu unutulup gitti. Hayvanlar bundan huzursuz oldular. Ticaret yapmama, para kullanmama Jones’in kovulmasıyla yapılan zafer konuşmasında alınan karar esaslarından biri değil miydi? Hayvanlar hafızalarını gözden geçirdiklerinde bu kararı hatırladılar. Garip ama bir kez daha düşününce sanki artık hatırlayamadılar. Toplantıda sessizliği sağlayan Napoleon hiçbir hayvanın insanlarla irtibata geçmesinin prensip olarak mümkün olmadığını ancak bu alış veriş konusunda kendisinin fedakarlıkta bulunacağını ifade etti.
**Evet prensiplerin ve kanunların yine o kanunları ihdas eden liderler ve güçlüler tarafından delindiğini görüyoruz, her zaman olduğu gibi. *
Hayvanların beyninde oluşan şüpheler karşısında Squealer çiftlikte gezinmeye, hayvanlarla sohbet etmeye başladı. Bazı hayvanların şüpheleri karşısında kurnazca sordu: “Böyle bir şeyi rüyanızda görmüş olmayasınız yoldaşlar! Acaba insanlarla ticaret yapılamazın bir yerde kaydı var mı? Bir yerde yazılı mıdır?” Böyle bir madde hiçbir yerde yazılı, kayıtlı olmadığı için hayvanlar yanılmış olduklarına inandılar.
**Yazılı olmayan kültürlerde diktatörlük daha çok yaşam alanı bulur. Çünkü yazının olmadığı, anlaşmaların içine giremediği ilişkiler ağı büyüdükçe şeffaflık ve hesap verebilirlik kaybolur. Gerçi yazılı kanunlara bile her fırsatta menfaatleri gereği uymayan diktatörlerin yazılı olmayan beyan, söz ve kurallara ise itibar etmeleri mümkün değildir. Onlar ancak gücün ve kuvvetin dilinden anlarlar. *
Diğer taraftan domuzlar çarçabuk çiftlik evine yerleşip orada ikamet etmeye başladılar. Hayvanlar “ev” de yaşamayı yasaklayan bir kararın olduğunu anımsadılar ama bu sefer de Squealer, onlara yanlış hatırladıklarını kanıtladı. Domuzların yataklarda yatma meselesi de aynı şekilde halledildi.
**Yine kandırma, yine aldatma. Maalesef aşırı hüsn ü zan da bu aldanmaya zemin hazırlıyor. *
Bir akşam üstü öyle bir rüzgâr esti ki ağaçları bile kökünden söktü. Kiremitleri yerinden oynattı, fakat bu esnada öyle bir şey oldu ki hayvanlar duyduklarına inanamadılar. Yel değirmeni yıkılmıştı. Hep birden enkaza doğru koştular. Her zaman vakur adımlar atan Napoleon bile hayvanların önüne geçmiş hızla koşuyordu. Napoleon suskun ortalıkta dolaşıyor, ara sıra toprağı koklayıp dümdüz kuyruğunu bir oyana bir bu yana keskince oynatıyordu. Birdenbire olduğu yerde durdu:
“Yoldaşlar” dedi alçak sesle, bunun sorumlusunun kim olduğunu biliyor musunuz? Gece gelip yel değirmenimizi yerle bir edeni tanıyor musunuz? Ve gök gürültüsünü andıran bir sesle haykırdı: Snowball! Suçlu bulunmuştu: Snowball derhal ölüme mahkûm edildi.
Suçun failinin Snowball olduğunu öğrenen hayvanlar bu sefer ayrı bir şaşkınlık yaşadılar. Haksızlığa karşı öfke duyan hayvanlar eğer Snowball geri gelirse onu nasıl yakalayacaklarını düşünmeye başladılar. Çeşitli izler takip eden Napoleon “kaçmış” dedi. İşimize dönelim ve o haine kolay pes etmediğimizi gösterelim.
**Liderleri(devlet) tarafından hedef gösterilen iyi insanların zamanla kendi arkadaşları ve dostları tarafından bile nasıl düşman olarak görülebildiğini gösteren bir durumla karşı karşıyayız. Bir zamanların parmakla gösterilen Snowball’i her kötü olayda karalana karalana; suçlana suçlana şimdinin en kötü insanı hatta haini olmuştu. *
Acı ve soğuk bir kış geçiyordu. Bütün mesailerini hayvanlar yel değirmeninin yapımına verdiğinden tarla bağ bahçe işlerini ihmal etmişlerdi. Haliyle yiyecek bir şeyleri de kalmamıştı. Fakat bu tür aksaklılar, zaaflar dışarıya karşı saklanmalıydı. İnsanlar ne derdi sonra! Dışarıdaki işlerine yardımcı olan komisyoncu Avukat Whymperi çiftliğe ziyaret için davet ettiler. Avukatın duyacağı sesle hayvanlar kendi aralarında konuşuyormuş gibi yaparak yiyeceklerin fazlalığından öğünerek bahsettiler. Ayrıca depodaki boş kaplara kum dolduruldu, üstlerine elde kalan buğday ve mısır taneleri serpiştirildi. Bir bahane ile depoyu dolaşan Whymperi gerçekten aldandı ve Hayvan Çiftliği’nde yiyecek kıtlığının olmadığını defalarca dışarda anlattı da anlattı.
**Propaganda yine ve daima propaganda… Diktatör devletler dışarıya karşı ya kapalıdırlar olumsuz bilgi sızdırmazlar veya her şeyin mükemmel tıkırında gittiğine dair bilgiler sızdırırlar. Bundan dolayı diktatör tıynetli hiçbir idarecinin raporlarına inanmamak ve güvenmemek gerekir. Tahkikat şarttır. *
Napeleon vaktini çoğunu evinde geçiriyor. Dışarıda da nemrut suratlı köpeklerin koruması ile geziyor, resmi takılıyordu. Artık pazar sabahı toplantılarına genellikle domuz Squealeri vekaleten gönderiyor, emirlerini iletiyordu.
Yumurtalarının tümünün satışa çıkarılması karşısında “soyumuzun devamı açısından bu cinayet olur” gerekçesiyle tavuklar, isyana benzer bir ayaklanma başlattılar. Başlattılar ama Nepoleon onlara bu sefer yem verilmesini yasakladı. Sonunda çaresiz tavuklar yuvalarına dönmek zorunda kaldılar.
**Diktatörlerin en meşhur terbiye etme, yola getirme metodudur; yemi kesmek, maaşı kesmek rızkınıza engel olup sizi KHK’lı haline getirmek…*
Her sayıda biraz daha okudum bu kitabın tahlilini. Okudukça biraz daha anladım. İyi ki anlattınız. Yıllar yıllar önce okumuştum ama unutmuşum çoğu bölümünü.. Daha iyi öğrenerek hatırladım
Teşekkürler bu hassas çalışmanız için…
Elinize,ilminize,kaleminize sağlık…