BİR ZAMANLAR ALTIN SARISINDAYDI GÜNEŞ
Mecit Öz
Aynı gök altında yaşıyorduk bir zamanlar.
Aynı yıldızları seyrediyorduk geceleri pencereden.
Huzur ve sevinç veriyordu geceye gülümseyen mehtap.
Ya şimdi? Aynı gök altındayız yine.
Sen yine aynı pencereden bakıyorsun yıldızlara,
Fakat benim penceremde görünmüyor yıldızlar.
Gecenin karanlığında katmerleniyor zindanın karanlığı,
Sen yine aynı pencereden bakıyorsun yıldızlara.
Yıldızlar keder yüklü, inkisar içinde mehtap,
Her zamanki gibi aynı güzellikte yıldızlar oysa.
Bir zamanlar altın sarısındaydı güneş,
Mavi gökyüzünde süzülürdü beyaz bulutlar…
Sevginin sıcaklığıydı içini ısıtan, aydınlatan;
Mavi kelebeklerdi uçuşan içinde sevgiyle.
Çiçek yüklü dallardan bal toplardı arılar,
Bulutlardan inen damlalarla canlanırdı doğa.
Aynı gök altında birlikteydik o zamanlar.
Sen yine aynı gök altında dolaşıyorsun özgürce.
Fakat mavi gökyüzünü kaplamış kara bulutlar;
Karanlığın kasveti çökmüş içine, üşüyorsun.
Zulmetin alıp götürdüğü sevdiğini düşünüyorsun.
Oysa her zamanki gibi altın sarısında güneş.
Masmavi gökyüzünde süzülüyor beyaz bulutlar.
Sevdiğinin yokluğunda öyle geliyor sana…
Hatırlıyor musun mutluluğu bölen o ani çatırtıyı?
Ellerimde prangalar, alıp götürmüşlerdi beni senden…
Bakakalmıştın öylece ardımdan, hüznünü içine gömerek.
Zulmetin pençesi çökmüştü yüreğine, eve, ekmeğe…
Açlığını hissetmiyordun, boğazından geçmiyordu ekmek.
Oysa ev aynı evdi, ekmek aynıydı, su aynıydı,
Dünya aynıydı, gökyüzü aynıydı, güneş, yıldızlar aynı…
Fakat sen aynı değildin, senin için değişmişti hayat.
Ellerinde prangalar, alıp götürmüşlerdi sevdiğini…
Bakakalmıştın öylece ardından hüznünü içine atarak.