GÖNÜL SOHBETİ

SEVGİ NEVA FIRAT

Kalem yine tuttu kağıdın elinden. Naif bir parantez açtılar geceye birlikte. Çay dumanıyla eşlik etti sohbetlerine: 

– “Hasret” diye fısıldadı kalem kağıda. “Ne kadar kalabalık bir kelime. Her şey sığıyor içine yaşını aldıkça insan. Hasret.. İki büklüm ediyor belini kalemin. Yazması kolay yaşaması güç; söylemesi kolay katlanması güç…” 

– “Ya beklemek” diye sordu kağıt. 

– “Beklemek… İnsanın duygularına iğne iğne saplanan bir acı. Beklemek, bekledikçe durulmak hatta mayalanmak gibi. Mayalandıkça kıymetlenmek gibi.. Beklemek sabrın ikiz kardeşidir. Sabır küserse ruh kurur kalır güz yaprakları misali. Kalem doğrultamaz belini. Gönül, zihin hapishanesinde biçare bekler ışığı. Sebepler yağar ümidin üstüne, dolu vurmuş bahar çiçeklerine döner ümit.” 

– “İlacı yok mudur peki bu halin?” dedi kağıt. 

-”Olmaz mı?” diye cevapladı kalem. “İlaçların en tesirlisi, siyah-beyaz dünyayı rengarenk yapan, ışığı görmezden gelip zifiri karanlıkta yürüyenlerin kandili olan, göğüs kafesinde kilitli kalmışların elinden tutup dışarı çıkaran, yangın yerlerini deniz derya yapan… Tevekkül!” 

Ve ekledi kalem; 

– “Eğer gönlün göğe dönük yaşarsan, hasret yazılan tevekkül okunur vesselam…” 

You may also like...

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *