Güneşi kuşandım, üşüyen bir haziran sabahında
Yangın yemiş bir yürekti, vakur bir şafak gibi sökülen
Pervasız bir dağ, pamuktan bir bulut gibiydi düşlerin penceresinden süzülen…
Rüzgârdan kanatlar takıp, kuşlara gülümsedim.
Gönül masamda bir kitap, okuyarak sustum susmuşlukların çığlığında…
Yeryüzünde yâr yüzüne hasret iken, tûl-i rûz gelmiş , şeb-i yeldâ yaşarken ben..
İnsan yüklü bir gökyüzünde, yenilmedim geceye,
taç yaptım yıldızlardan,
dua topladım avuç avuç
İnadına sevdim…
Çok sevdim…
Sımsıcak kucakladım insanlığı,
Şirkin buzul ayazında, Güneşi kuşanan kalbimle Sana geldim
Ey Sevgili!
En Sevgili!