GERİDE KALANLAR
Zehra Azize
Sardunyamın susuz kalmasıydı göç,
Konsolun tozlanması hatıralarla,
Sabah güneşinin evde yalnız dolaşması
Dolunayın yalnız tamamlaması her ayı
Acele hazırlanmış bir bavul
İçi dolu bir meçhul
Vedasız vedalar
İnkısar yükü bakışlar
Ve geriye kalanlardı göç.
Mutfakta bulaşıklar, askıda çamaşırlar
Anlayamadı günlerce bırakılmışlıklarını
Sardunya daha da susuzdu gün geçtikçe
Susuzluğun adıydı göç
Durakta minibüs bekleyen kadın,
Akşam pazarında kıvırcık limon satan adam,
Pencereme konan martının ekmek bulamayışıydı göç
Ayaklarıma dolaşan misafir telaşlarım
Duvarlara sinen neşeli anlarım
Çocuğumun düşmeyen ateşi
Komşumdan aldığım ödünç tuz
Kapıcının bıraktığı gazeteydi
Bıraktıklarımdı göç
Sokak başında kurulan iftar sofrasında
Yorgun ve sabırlı bakışlardı
Minareden süzülen çağrıydı göç
Bayram öncesi Mısır Çarşısı
Alınmayan badem şekeri, taze kahveydi,
Mendil arası bayram parasının çocuksuz kalışı
Bayramsız diyarlardı göç
Annemin akmayan gözyaşının inciye evrilmesi,
Dudaklarında sessiz kıpırtılardı göç
Çayımın soğuması bardakta
Dostlarımın yarım kalışı hayatta
Islanmadığım nisan yağmurları
Koklamadığım papatyalar
Bakışımın değmediği erguvanlardı göç
Mihrabat sabahı bülbüllerinin
Eşliksiz kalışıydı
Hepsi kaldı, kalmaktı göç
İçime doğru varılmayan bir yolculuktu benimkisi,
Çıktım!
Yalnızlık renginin hüzün tonuydu elbisem,
Giydim!
Ardımda bıraktıklarımdı göç,
Bıraktım!
Dönüp bakmadım, bakamadım
Kaldılar hepsi arkamda
Yol yol, diyar diyar özlemler büyüttüm
Kalanların özlemiydi göç
Yaşıyorum şimdi, bir yanım eksik
Yarım kalan hayatlardı
Hep kanayan kesiklerdi göç
Nasıl da güzel anlatmışsınız “göç” lerimizi. Kaleminiz her dizide binlerce göç sahnesini çizdi gözlerimize. Bir şeyler bulduk hep. Yarım kalan, belirsiz ve donuk…
Yüreğinize sağlık…