O ZAMANLAR

Aslı Kaya

Aydınlık olmayan kaldırımların,

Telefon tellerinin elektrik direğine bağlı zamanlarındaki,

Damlardan  kar sarkaçlarının sarktığı devirlerdeydik biz…

Ben ve çocukluğum.

Masum ve tatlı.

Çirkin ama güzel..

Kaf dağları hemen evimizn balkonundan gördüğümz dağlardı

Anka kuşları,  incir ağacında yuva yapan kuşlar.

Hayallerimiz o kadar yakın ama o kadar uzaktı..

Aydınlık olmyan sokakların çocuklarıydık biz..

Saklambaç oynadığımız duvar diplerindeki ateş böcekleriydi ışığımız.

Komşunun bahçesindeki erik ağacındaydı salıncağımızın ipi.

Gözü ağacın dalı kırılmasın diye bakan  yaşlılar,

Kalbi salıncağımızı çözmesin diye bekleşen  çocuklar yaşardı o zamanlar.

Piknik sepetimizin içindeki beyaz peynire burun kıvıracak,

 Kırmızı domatesleri yemeyecek Özlemler,  Gülcanlar.  Muratlar yoktu o vakitlerde.

‘Soğuk suu’ diye,  avludaki tulumbadan doldurduğu suyu,

Kırmızı elma diye,  bahçesindeki ağacın dalındaki elmaları toplayıp satan,

Sattığı parayla aldığı dondurmayı,  dünyanın hiçbir şeyine değişmeyen,

Çok zengin- çok masum- çok yakışıklı- çok güzel çocuklardık biz…

Her gece elektrik gitmesini bekleyen.

Lüks ün ışığıyla ders yaparken,  kapılarda misafir gelsin diye bekleşen!

Gölge oyununu acemice yaparken,  kendiyle gurur duyan babaların çocuklarıydık.

Yırtık ayakkabısına bakmadan,  evladına ayakkabı alan babaların…

Günde birkaç saat uykuyla,  bir düzine insanın hizmetini yapan anaların!

Masum Anadolunun, masum analarının masum çocuklarıydık biz.

Dün ve bugün…

Hisler gerçek…

Hatıralar gerçek…

Geçmiş gerçek…

Çocuklar gerçek…

Ya bugün…

You may also like...

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *