Ey dost

Gülhanım Anulur

Asırlık dertler içinde kıvranıyoruz ruhumuz lime lime

Öyle bir illetki içimizdeki hastalık el pençe divan durmuş zalime

Göz görmüyor kulak duymaz ve sağır

Bir yeşerdik bir solduk yok olma göçünde

Beyin harabe, kalpler yorgun, beden hazır ölüme

Ey dost

Vakitsiz kararan hava semayı yırtan bir eldi

Tarumar edildi emekler kırıldı ruhun kemikleri

Hunharca yargıladılar nedensiz,sebebsiz

Toprağın bağrında yeşermiş körpe fidanlar bir bir kesildi

Kaktüslerin mekanı ıssız çöller aldı yerini

Ey dost

Şimdilerde her yer çöl ve kurak

Kurumuş toprağın çatırtısının yankıları karşı yakada

Yürüdükçe ayağı yakan ateş gibi toprağın rengi

Çölde kum taneleri ile gulyabaniler dansta

Boğulmuş vicdanları kalp denizde hasta

Ey dost

Meydanlarda aldanan ve aldatanlar kol kola

Acılar ile yoğrulmuş hamurdan beslenenler yolda

Aldatma tahta çıkmış, yalan altın değerinde

Öyle bir tablo ki ressam boyamakta isteksiz

Kalemler yazmaktan aciz, adalet ise dilsiz.

Ey dost

Izdırap ateş denizinde mumdan kayık

Kor içindeki kıvılcımlar mum yakma sevdasında

Görülmüşmü kıştan sonra baharın gelmediği cemre düştükten sonra

Elbet bir gün bitecek bu korkunç rüya

Dünü karanlıktan ayna, yarını uçsuz bucaksız derya…

Ey dost

Bu yolda ölüm varsa bize bayram sevinci

Onlara göre ölüm dibsiz çukur gibi

Üzülme artık! Rüzgar kokusunu getiriyor uzaklardan huzurun

Duyuluyor yakındır bu türkünün bestesi

Bize tebessüm ediyor bak! ötelerin gölgesi.

You may also like...

1 Response

  1. Canan DUYUŞ says:

    Bir serencam, bir iç döküş ve çalkantılı dönemden huzura götüren dizeler

    Selamlar..
    Kaleminize ve ifadelerinize sağlık…

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *