Meriçte Can Pazarı

Yasemin Tatlıseven

Zifiri karanlık!.. 

Ama korkmuyorum. Trakya’dayım, benim topraklarımda… 

Dedelerim, babam, annem, ben hep bu topraklarda doğup büyüdük. Bu toprak beni bağrına basar. Bu topraktan korkulmaz. İçimde garip hisler… Şaşkınlık, üzüntü, acı, keder,özlem, hasret, endişe hepsi birbirine girmiş durumda…Adını koymak güç… Benim gezdiğim bastığım topraklar bunlar, nefesimi gökyüzüne savurduğum gökkubbe… Bana bu topraklardan zarar gelmez biliyorum. Yine de gerginim, gerginiz hepimiz!.. Bir bilinmeze yola çıktık. Umudumuz kaf dağının ardında… Zaman geçsin mi istiyorum yoksa geçmesin mi? Bunları yaşayan ben miyim? Allah’ım neler yapıyorum? Çok az kişi biliyor şuan nerede olduğumu,kimseyi üzmek istemedim. Bu endişeli bekleyişe , kimseyi ortak etmek istemedim. Oysa ben bunu iki senedir yaşıyorum. Kimler ortak oldu çektiklerime, kimler olmadı bilemiyorum. Kimsenin fikrini almadım. Akl-ı selim her insanın beni durduracağını biliyorum. Eğer fikrinizi alsaydım, yine bildiğimi yapacaktım. Kızmayın bana içimde kopan fırtınaları durduramıyorum.          

Kırk yaşından sonra kim ister vatanından böyle ayrılmayı? Cebren gidiyorum. Keyfi bir karar sanıyorsunuz. Başka bir şansımın olmadığını göremiyorsunuz. ”Vatanım”deyince daha şimdiden burnumun direğinin sızladığını ah bir bilseniz! Geri dönüp dönmeyeceğini bilememek nasıl bir duygu anlasanız. Tüm sevdiklerimi geride bırakmak, anneme dünya gözüyle bir daha sarılıp sarılamayacağımı bilememek! Hayır duasını hep üstümde hissettiğim babamın ellerini bir daha öpememek… Belki cenazelerine gelememek…Ya benim cenazem? 

Ya benim cenazem? 

Bir tabutta, uçak kargosuyla vatanıma gelir mi ki? 

Kabul eder misiniz? Varlığımı istemeyenler,cenazemi 

ister mi? Bir selayı çok mu görürsünüz bana ya da bir mezar taşını?..                                                             

Gece zifiri karanlık! Mezarın içi gibi karanlık! Bu yolun sonunda hürriyet! Ya atacağım bu adımı,kıracağım prangaları ,ya geri döneceğim,özgürlüğe veda edip… Karar benim… Yol benim… Hürriyet Meriç’in ardında…                               

Yıllarca Meriç,Arda, Tuna koyduk çocuklarımızın adını… Ah Balkanlar! Atalarımız Meriç’i geçip Anadolu’ya gelmişlerdi, yüzyıl kadar önce… Belki yine zifiri karanlık gecelerde…Kader bu ya tersine göç düştü kısmetimize…Anneannemin anlattığı göç hikayeleriyle büyüdüm. Ondandır belki gözümün karalığı… Korkmuyorum gideceğim topraklardan ,atalarımıza yurt olan, vatan olan… Bağrında bana da bir yer vardır. Eğer bu nehirden canlı çıkarsam. Uzaktan bir türkü salınıyor kulağıma,”Meriç’in azgın suyu aramıza girdi de “diye…Meriç’e değil de ,azgın suyuna takılıyorum. Kimler yitip gitti ,akıntına kapılıp yüzyıllardır? Kimler o taraftan bu tarafa ,bu taraftan o tarafa ,seni aşmadan geçemedi? Kimlerin hayallerine set oldun? Kimleri akıntınla sürükleyip kıyıya vurdun? Kimler sırat köprüsü gibi kıldan ince ,kılıçtan keskince geçip gitti seni?                                                  

Gece zifiri, nehir karanlık… Kıvrıla kıvrıla uzanıp gidiyor ,ağaçların arasında… Kurak tarlalardan , boyumuzca otların arasından, hiç durmadan, soluklanmadan, koşarak geldik sana… Karşı kıyına ermek muradımız… Bilsen karşı kıyıda bizim için neler var?Umut var! Çocuklarım var! Eşim var! Yuvam var! Bu taraf karanlık,zifiri gece!Karşı kıyıya güneş doğmak üzere… 

Kimbilir papatya tarlaları da vardır belki de …                                                         

Nehir karanlık,gece karanlık,ömrümüz karanlık… Işıklar yanacak birazdan biliyorum. Ah Vatanım! İçim nasıl yanıyor, bir bilseniz? Sevgiliden öteymiş yangını,ana gibi ,evlat gibi ,kor içimde!.. Bu şekilde gitmek zorunda kalmak acı!..                          

Bir daha ne zaman ayak basacağımı bilmeden ,son adımımı Meriç Nehrinde ki bota atıyorum.

You may also like...

1 Response

  1. Canan says:

    Hikayeniz çok duygulu… Yaşamak, çoğumuzun nasibine düştü anlattıklarınızın.
    ”…Tüm sevdiklerimi geride bırakmak, anneme dünya gözüyle bir daha sarılıp sarılamayacağımı bilememek! Hayır duasını hep üstümde hissettiğim babamın ellerini bir daha öpememek… Belki cenazelerine gelememek…Ya benim cenazem? ”
    Ah o sorular, ah zihnimize bir çivi gibi batan sorular…Cevapları Hakk katında gizli. Ya nasip…
    Yüreğinize sağlık…

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *