MEHTAP ASLAN

Tutuktu zaman, tutulmuştu oysa 

Efsunlu bir geceydi yaşanan, sabahı olmazcasına 

Nerede kaybolmuştur;

Bir mâsivaya kapılıp da hani…

Zamansız sanmıştık tam da zamanında olanı

Çelimsizce kalınca ortada sairleşmişti ruhumuz

Nasihata gebeydi sanki benliğimiz…

Ne perçin vurulurdu yiğide 

Ne de susardı gönlümün efkârı 

Bir akşam, bir de kimsesiz bir sabah

Yine buğulanırdı gözlerimiz o yastıkta

Sınavdı, gelirdi, geçerdi

Geçmemiş miydi sanki öncesi?

Ama bu!

Öyle ağır, yavaş da değildi oysa 

Yerle bir sanarken tutup kaldırmıştı sanki 

Bir gün canıma değenler vardı 

Bir an kalmamıştı benden başkası

Bir yıl, iki yıl derken insana hasret sonrası

Zaman ikindiydi

Akşama gebeydi 

Derken, yatsı da geldi geçti 

Tüm saatler sabaha duruyordu belli ki

Bundan sonra gölgesi olmayacaktı resimlerin 

Gözbebeklerinde çizgi çizgi tutsaklık 

Öyle bir mevsim ki hiç solmaz rengi 

Ve şimdi tutuk nefeslerde bir lisân gibi

Tek dili konuşur bu zamanın sînesi…

You may also like...

1 Response

  1. Canan says:

    “Tek dili konuşur bu zamanın sinesi…”
    Konuşur elbette, yazılanları da sineye kaydediyordur zaman…
    Elinize, yüreğinize sağlık…

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *