KALEMLE HASBİHAL
KATRE
Ah kalemim, ne çok dolaştın bugün. Bir ressamın firçası gibi kah karlı dağların zirvelerinde gezindin hoyratça, kah beyaz köpüklü dalgalarla vurdun kıyıya. Hangi mevsimin rüzgarı esse hüzne çıktı hep yolların. Oysa baharları yazmalıydın, kelimeler uçuşmalıydı bir kelebek gibi çiçekten çiçeğe. Uçurtmaların güneşli havalarda süzülüşü eşlik etmeliydi hecelerine ve özgürlüğün şiirini bestelemeliydin kuşların kanatlarında.
Bilirim söylenmemiş dizelerin, öksüz şiirlerin hesabını benden sorarsın. Çizik çizik kanattığın yüreğimde uyuyan sancılar depreşir her dokunuşunda. Nasıl zorsa tutmak suyu bir çağlayandan, o misal müşküldür doldurmak mürekkebini senin. Mor salkımlı bahçelerin bahar telaşı gelip geçse de gözlerimin önünden, hep hazan mevsiminde yaşar göğüs kafesimin dışında atan kalbim. Ya parmaklıklar arkasında oynayan çocukların tutsaklığı sarar ruhumu, ya hasretin gömdüğü bedenlerin toprağı bulaşır ellerime. Damla damla büyür gözlerimde ayrılıklar.
Sen kozasında mahpus kelebek, ben suyun kelepçesi… ve kelimeler yetim.
Gel kıralım zincirlerini prangaların. Su yürüsün dalların uçlarına, filizler büyütsün ellerimizdeki toprak. Bir dokunuşla renklensin satırlar. Dört mevsimden bahisler açalım kardelenlerden. Bir ressamın firçası gibi boyayalım ruhlarımızı rengarenk. Belini kıralım söylenmemiş sözlerin ve öksüz kalmasın hiç bir şiir.