BUGÜN DE ÖLMEDİM
SİNE ELİF:
Bugün yine ölmek istedim. Ve bence herkes ölmeliydi bugün. Yaratıcı bir son vermeliydi, diye geçirirsem içimden ve canımı o an alsa ne olurdu acaba? Annem duysa çok üzülür böyle konuştuğuma. Hiç öyle denir mi, şirk koşma Allah’a derdi, kesin derdi bunu dua ede ede yüzüme. Oysa o belki duymadı bile ama bir bebek öldü daha geçen gün. Daha önce de ölmüştü. 3 yaşında başka bir çocuk da. Yaşını başını almış bir adam. Yeni evli bir adam. Küçük çocukları olan bir çift. Ve benim de bilmediğim ama mavi sulardan mavi göğe kanat çırpan ne ruhlar oldu kim bilir, sayısı benim yaşımdan çok. Milletlerinin adını bile bilmediğim, dininin bana yabancı olduğu ne çok insan. Öldü onlar orada, ben burada yaşarken. Yaşatamıyorken benden başkasını. Oysa ilk kitap hediye edenimin kitap kapağına yazdığı hep kalbimde, yaşama ve yaşatma idealiyle. İşte o sebeptendir ki bugün ben ve bütün insanlık ölmeliydi. Kalbi duruvermeliydi dünyanın. Ve Allah’ım, Sen de biliyorsun ki, insan çok zalim ve fesat çıkarıcı.
Aklıma ne geliyor mesela, belki o bebek, doktorum olacaktı benim. Yüzünün çizgileri hep mütebessime ayarlı, gel anneciğim otur neyin var diyecekti, kim bilir? Belki geçen yıl ölen kadın hani devrilmeseydi botları komşum olacaktı. On yıldır hasret kaldığım bir ses olacak ve kapıyı usulca tıklatıp aşure getirdim diyecekti. Kızımla arkadaş olacaktı belki kucağına sıkıca sardığı yavrusu. Anne, artık Türkçe konuşan birileri var evimizde diye sevinecekti yavrum. Ben bu akşam biraz takılacağım diyecekti eşim, kocasıyla birer çay içecekti. Öğrencilik yıllarından dem vurup sucuk çıkınca nasıl yumulduklarından bahsedeceklerdi. Bir hayatın canına sebep olunca neler de çalınıyor hatıralarımız değişiyor, hülyalarımız dağılıyor. Hırsız sadece para çalar diye kim söylemiş? Yalan. Hırsız bir hayat çalınca bütün insanlık çalınıyor.
Bugün yine ölmek istedim. Daha çok ölmek istedim aslında. Geride bırakacaklarım üzülecekler biliyorum. Ama insan neye alışmıyor söyleyin? Eksiğinin yerini doldurmaya çalışıyor insan, kızıyor, susuyor, küsüyor derken yamasını bulup iliştiriyor işte yakasına. Öyle omzunun azıcık altında, kalbinin biraz üzerinde. Dokunması yasak bir anı gibi, dokunmasa unutacak bir yara gibi. Alışmak, hem nimet hem nikmet gibi.
Bugün, her günden daha çok ölmek istedim. Çünkü çok acı var Allah’ım. Ne büyük acılar. Ben kıyamet kopsun deyince kızıyorlar Allah’ım. Ancak biliyorum ki Sen, beni anlarsın. İnsan, ne acelecidir , değil mi Allah’ım? Her şey hemen olsun, bitsin ister. Sonunu, ardını düşünemez, bilemez. Problemleri yaratan Sen, sebeplere bürüyen Sen ve olduran Sen, çözen Sen. Beni bu hayata ve tabi ki Sana bağlayan tek bir şey var Allah’ım. Bana vaadettiğin ve kitabında söylediğin, dünyanın bir oyun ve oyalanmadan ibaret olduğu gerçeği. İşte ben, oyunun bitmesini, içli içli bekleyeceğim. Çünkü Seni ve benden önce atlarına binip giden iyi insanları çok özledim. Aynı oyunda oynamadıkalrmızla, sonsuz hayatın bahçelerinde buluşmayı diliyorum, hasretle.