BİZİ SORARSANIZ

YASEMİN TATLISEVEN

Bizi sorarsanız yiyiz. Yiyoruz, içiyoruz, geziyoruz. Ve inanır mısınız hatta gülebiliyoruz. Merakınız buysa, henüz ölmedik, yaşıyoruz!                                                 

Dünyevi işler işte… Her yerde aynı, ülke değiştirdik diye ne azını, ne fazlasını yapıyoruz. Burda da tencere kaynıyor. Mesela pazar kuruluyor. Hatta markete gidiyoruz. Evi temizliyoruz. Ayağımızda taş bağlı değil ya, sahile bile iniyoruz.                                                       

Bir fizikçi, bir hukukçu, bir öğretmen, bir muhasebeci…  Birkaç kaçak, bir evde toplandık işte…  Yemeğimizi yeyip, çayımızı demliyoruz. İlk zamanlar çaydanlığımız yoktu. Dökme çayda bulamıyorduk. Tencerede sallama çay yapıp, kepçeyle su bardağına koyup, çayımızdan geri kalmıyorduk. Şimdilerde çaydanlığımız, halis Türk çayımız, kulplu bardaklarımızda var. Son güzelliğimizde kokulu çaya kavuşmamız oldu. O çayın etrafında ne muhabbetler döndürüyoruz, sormayın gitsin. Vatanımızda ki geçmiş güzel günleri yadediyoruz. Eğitim hayatımıza iniyor, öğrencilik anılarımızı anlatıyoruz. Sonra iş hayatımıza geliyor sıra… Biri teneffüste bile öğrencilerinin sorularını yanıtladığını anlatıyor. Biri akademisyen olmak adına, bir odaya bile sahip olmadan, yıllarca nasıl çalıştığını hatırlıyor. Diğer öğrencileriyle çekildiği resimleri gösteriyor. Ben işlerimin yoğunluğundan bahsediyorum. Farkediyoruz ki hepimiz çok çalışmışız. Boşa geçen hiçbir günümüz olmamış. Öyle ki günler yirmi dört saat, yetmemiş bize…  Hep koşturup durmuşuz. Vatanımıza, milletimize faydalı olmuşuz. Suya sabuna dokunmadan, bir köşede otursaydık, zaten burda olmazdık diye gülüyoruz.                                                          

Biri çocuklarını anıyor birden… Biri annesini, biri babasını, biri eşini hatırlıyor. Gözler buğulu bakmaya başlıyor. Evlat, ana, baba, yar, vatan hepsinde burnumuzun direği sızlıyor. Gözyaşları bendini aşıp damla damla yuvarlanmaya başlıyor. Çaylar boğazda düğüm olup kalıyor. Bardaklarda soğuyor. Cümleler susuyor. Bakışlar yerde, herkes gözyaşlarını saklıyor.                                                    

İçimizdeki çığlıkları birbirimize duyurmamak için, her birimiz temkinliyiz yine… Gözyaşlarımız yere sessizce inerken, içimizde kıyametler kopuyor. Ne isyanları bastırıyoruz o anda usulca…                

Sonra biri fırlıyor aniden yerinden… ”Çaylar soğudu, tazaleyeyim”!  Yeni çaylarla, yeni hikayelere yelken açıyoruz. Gelecekten bahsediyoruz. Gittiğimiz yerlerde yapacaklarımızdan… Kafamızda bir sürü proje… Boş durmaya alışmamışız ki, her an beyin fırtınası… Herkesin elinde bir kalem, bir defter… Yazıyoruz, çiziyoruz. Kitaplar en büyük eksiğimiz, onu da internetten okuyup hallediyoruz. Ama eski kafalıyız işte, taze kitap kokusunu yine de  arıyoruz. Heyhat! Hayatımıza aynen devam ediyoruz. Bizi sorarsanız, iyiyiz. Bir yanımız biraz eksik sadece. Bir tarafımızı aldılar,  götürdüler bizden… 

Öyle acımasızca indiki balta üstümüze, ”Ah” ımızı içimizde sakladık. Yarım yamalak tutunduk hayata…  Merak etmeyin, henüz ölmedik!                                                                

Birkaç kaçak, bir evdeyiz. Sustuğumuz yerlerden tanıyoruz birbirimizi…  Çay bardaklarının biri dolup, biri boşalıyor. Bir “Ahmet Kaya “ şarkısı açıyoruz. ”Siz benim neden sustuğumu nereden bileceksiniz”diyor. Eşlik ediyoruz. Kırmamak adına sustuklarımız geliyor aklımıza… Gücenmişliklerimizi anlatıyoruz. Bazıları çoktan affetmiş, bazıları hiç kırılmamış, benim affedemediklerim var.                                              

Geride gözü yaşlı bıraktıklarımız var. Endişe içinde bekliyorlar. Gideceğimiz istikamette bekleyenler var. Kavuşmayı bekliyorlar. Nereye gideceğini bilemeyenler var. Bir sırt çantası, üç beş kuruştan başka bir yükümüz kalmadı dünyada… Ve nereye gitsek, kafamızın içinde götüreceklerimiz var,  sermayemiz…  Ve bir de Allah’ımız var tek güvencemiz…                                               

Bizi sorarsanız iyiyiz, iç güveysinden halliceyiz. 

Ya siz? 

Siz, iyi misiniz?…

You may also like...

1 Response

  1. Ali Çoban says:

    Bizi sorarsanız iyiyiz…Eskisi gibi insani duygularımız.Biraz özlem ağır basıyor o kadar. “ Ya siz? Siz iyi misiniz?”
    Elinize sağlık

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *