GELİNCİK VE KELEBEK

CAN YÜCE

Hüzün aşkın öbür adıdır.

Kahkaha degil, tebessüm

Üzüntü degil, hüzün

Yüksek ses degil, fısıltı

Parlak ışık degil, loş

Hareketli müzik degil, slow

aşkı olanın kalpte olur yarası…

inilti, kalbin ritmidir çocuk ve aşktır adın senin….

Ondandır bakışımda bazen hüzün olur, bazen seste fısıltı…

Ses coook derinden gelir, bakış deriiin kalpten.

sana ulaşıncaya kadar ışığı az kaybolur belki, belki ses fısıltı olur…. Uzaktan gelir çünkü.

Hoyratça olsa da seslenişim sana, sızı gibisin içimde…

Kırda Keman sesinde gelincik bırakmak isterdim avuçlarına..

Aşkın çiçeğidir benim icin, tebessüm gibi narin ve nahif, ince mi ince…

İsyan dağlarına çıkarsan, vahşi çicekler en güzel sana yakışır…

Ceylanla rakseden kır ve bayırın tüm çicekleri gibi…

Kırda gezdirseydim kırk ikindin yağmurunun ıslattığı saçına gelincik takar, yeni ayakkabılarına eşlik etsin diye halhal takardım bileklerine…

İsyanın kızı, vahşi dünyanın güzeli, evcilleşmiş gibi görünsün diye…

Aslanlar dost görür seni, bir yanın vahşi, ceylanlar dost görür seni kalbin kelebek gibi nahiftir diye…

Her çiçek sana güler bayırda her dal parmaklarına değmek ister kokun var diye…

Bakma bana öyle kızgın, bazen asık suratla 🙂

İçimde bir panayır var her sabah, tek müşterisi var tüm tezgahların…

Tüm tezgahtar bir güzele bakarlar, tüm sesler ismiyle başlar o kelebeğin…

Sen ayak basarsın diye…

Zeytin değil önümdeki, peynir değil, çay değil…

Bardağımdaki ses kuşun çiçeğin dağın bayırın seninle cana gelmişken çaldığı senfonisi…

Ve sen varya canım, sen…

Kalbimde 40 yılda açan sevgili…

Bakma bazen bırakıp gider gibi göründüğüme saçının her teliyle ayrı bağlandım ben.

Hüzün değil gülüm o, aşkın rengi aşkın…

You may also like...

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *