Keşmekeş…

ESRA UYGUR

Bazen rüzgarın önünde savrulan yaprak gibi hissederken kendimi; 

Bazen büyük fırtınada dalgalara göğüs geren bir dalgakıran…

Kayboluyorum bazen o dalgalar arasında, 

Bazen kurtuluyorum bata çıka… 

Bir gün her şeyi yok sayacak kadar dinginken, 

Bir başka gün dipsiz çukurun en kesif karanlığında buluveriyorum kendimi birden… 

Bir anda sevgi pıtırcığına dönüşmüş bana, kızgın bir sisin ardından bakıyor bir başka ben…

Tüm imkansızlıklar içinden bir çıkış yolu bulabiliyorken, imkan içinde imkansız bazen… 

Zor şartlarda hayata tutunan yabâni orkidenin aksine, 

Nârin ve kırılgan, bir küstüm çiçeği sûretinde…

Bir gencin ümidiyle tutunurken hayata, 

Bir ayağı çukurda ihtiyarın umudu asılı bazen boynumda… 

Bebeğin şen şakrak çığlıkları gibi umarsızca, 

Bir bakmışsın, günü dolmuş hastanın kasveti sırtımda… 

Tırtılın sabrıyla bekleyip kozada, bir kelebeğin ömrü ile yetinmek sonunda… 

Hangisi benim, çıkamıyorum bu keşmekeşten, 

Hangisi, siretteki sûret, “Ben” derken…

You may also like...

1 Response

  1. Canan says:

    ”Hangisi benim, çıkamıyorum bu keşmekeşten,
    Hangisi, siretteki sûret, “Ben” derken…”
    Ne güzel bir soru. Kendini anlama yolculuğu adeta.
    ”Beni bende demen bende değilem /Bir ben vardır bende bender içerü” der. (….) Kim hatırlarsınız…
    Elinize sağlık…

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *