“DESTUUR!” deyin
ŞERİF AYDIN
Motivasyonları, beklentileri olan insanları bekletin. Fikir hareketleri, sosyal ilişkiler, aşkın kendisi veya devlet yönetimleri beklentisi olanlardan çektiği kadar düşmanlarından çekmiş değiller.
Beklentisiz muhabbete aşk, beklentili olana tutku denir.
Beklentisiz yolculuğa dostluk, beklentili olana ticaret denir.
Beklentinin en küçüğü, kalbe hedef saptırır.
Hep ilki olacak değil ya, ikincisi de olabilir ama her şey kendi ambalajında olsun isterim. Dostluk da düşmanlık da, yar da yardakçılık da…
Aşkı, sevgiliyi boğmak için kullanan biri Narcissus ile selfiye girsin.
Yusuf’u zindana attıran Züleyha’nın sofrasında oturup Mecnun’u çöle sürmek de ne?
“Hicret” deyip yol yürüyenin Karun’un hesap defterini taşıması ayıp degil mi?
Aş beklentisi yaşadığı kapıya ilan-ı aşk etmek ayıp.
“Destuuur!” demeli böyle çoklu kişiliklere.
Bir kalbi iki parçaya böleni “tek parça, kapıda bekletin” derim.
Çölde Mecnun olmaz ondan,
Dağın ardında beklemeyin boşuna Ferhat değildir,
Ne gelişine sevinin ne gidişine, Cafer Bin Ebi Tayyar çıkmaz bu resimden.
Meydan boş kalınca cengaver, kalbi boşlukta görünce aşık, hicret limanı sefa gemisi iken muhacir tacı takanı takmayın, bırakın kendi hallerine, bir sevmelik bir hamlelik, bir yolculuk mahrum kalın bunlardan.
Zarar da değil, kayıp da…
Büstünü diktiğiniz adamın üstünü dikmeye kalmayın.
Yırtıkları çok olana “partal” deyin, korkmayın.
Ne karışık bir zaman bu yahu…
Yol yorgunu çok olan bir zaman bu, çünkü yolun gerçek yolcusu nerdeyse yok?