SESLENİŞ

ESRA ELLİKÇİ

Dünkü çocuğun söyleyecekleri var

Dinleyin!

Selvi boylu gençliğin boynu bükük efendiler

Umutları kırık gariplerin gözleri nemli

Belirsizlik vadisindeler çehreleri kederli

Çaresizliğin hüznüyle yoğrulmuş bedenleri

Hangi sineye varsam aynı ah’ın sesleri

Söyleyin hadi!

Bunlar yirmili yaşların gençleri

Bu ülkenin kanı canı kemiği de

Sorsak yaşamak dahi isterler mi

Hafızalarında çalınmış hayatlarının hayali

Kimi kuramadığı yuvasını düşünür kimi sahip olamadığı işini

Bir de halden anlamayanların zehirli sözleri

Vicdanını askıya alanların hakaretleri

Eskidende de mi böyleymiş bu dünyanın hali

Güçsüz yerdeyken güçlü hep ezmiş mi

Tuzu kuru olanın da kömürleşmiş kalbi

Anladım! Ateş yakarmış da yalnızca düştüğü yeri

Eyyy Yiğitler Yiğidi

Tek başımayım diye inlersin bilirim seni

Yalnız değilsin bu ülkenin nadide çiçeği

Yaradan’ın çileyle ilmek ilmek işlediği incisi

Yarınların güzidesi

Elmaslar yakutlar bile ölçemez de değerini

Ah bir bilseler seni sizi hepinizi

Bilseler Efendiler Efendisi’ne kardeşliğinizi

Gamlanma derdimin dert eşi

Karların altında da olsak

Hadi ver elini birlikte bekleyelim güneşi

Katık diye yiyelim sabır ekmeğini

Aramızda yol olsun dua zinciri

Her kışın baharı misali

Bekleyelim yeniden yeşerdiğimiz günleri..

You may also like...

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *